12 Eylül 2011 Pazartesi

LAS VEGAS

San Francisco'dan 1 saat 20 dakikalık uçuşla Las Vegas'a geldik. İndiğimizde gece yarısıydı. Aslında biletle bir yanlışlık yaptığım için böyle oldu, iyi ki de olmuş ışıl ışıl en civcivli haliyle Vegas'ı gördük hem de cuma gecesi. Haftasonu buranın trafiği ekstra yoğun.
Daha adım atar atmaz havaalanından makinalar karşılıyor.
Las Vegas'ta oteller Strip'te. Bu Strip ne? Bir baştan öbür başa kadar tüm meşhur konsept oteller peşi sıra dizidiği bir cadde. MGM, Bellaggio, Ceasar's Palace, Luxor, Mandala Bay.... Bütün olan bitende bu zaten. Yapay görkem oteller. Gündüz hali; boşluğun ortasında beton manzara benim içimi sıktı. Gece olupta ışıklar yanınca burası dev bir lunaparka dönüşüyor. İşte o zaman cümbüş başlıyor. O caddede trafik her daim tıkalı. Taksiler, arabalar, limuzinler...
Biz yine otobüse yazıldık. Strip'in sonunda kulesiyle meşhur Stratosphere Otel'de kaldık. Önü durak. Tüm Strip boyunca gidip gelen Deuce otübüsü önünden geçiyor. 12 saatlik bilet 7$.
Strip gündüz ve gece
Ceasar's Palace devasa büyüklükte, tamamen İtalya dekorunda, heykeller sütunlar, Aşk Çeşmesi. Fakat benim favorim Bellagio. İhtişamın, elagansın merkezi. Casinosu müthiş, lobby ihtişamlı, içerideki mağazalar of off, efsane su şovu görkemli.
1 gün bana fazla fazla yetti. Kumar merakı olmayana çokta cazip bir yer değil açıkçası. Bir kez görülür.
Bu kadar gitmişken 3-5 kuruşluk oynadık elbet. Biraz biraz kazanıp onu da orada bıraktık. Maksat işin esprisi:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder